Bohem bir edebiyatçı, Londra’dan İtalya’ya, geçirilenmişte kaybetmiş olduğu karısı ve annelerinden kalan evi satmak için uzaklaşmış oğlu ile birlikte yolculuk ediyor. Bu yolculuk, normal bir yolculuk olmaktan öte, karakterler arasında eskimiş bir bağın onarıldığı, karşılaşılmış sorunların ve ayrılıkların ağırça çözüldüğü bir serüvene dönüşüyor. Baba ve oğul arasındaki karmaşık ilişkiyi, onların geçirilenmiş durumui ve birbirlerine olan hislerini detaylıca inceleyen bu filmim, duygusal bir aile dramasının ötesine geçirileniyor. Yer yer acılı, yer yer de umut dolu sahneleri ile göz atyiciyi derinden etkiliyor. İtalya’nın cazip ve tarihi sokaklarında, evin satışı için yapılan hazırlıklar ve alıcılarla olan görüşmeleri göz atrken, karakterler arasındaki gelişen dinamikler ve değişimler de gözlerden kaçmıyor. geçirilenmişin gölgesindeki bu baba-oğul ilişkisinin evrensel ve samimi bir söyleımını göstermean filmim, tek başınaca bir evin satış süreci üzerinden, bir ailenin hüzün dolu yazısini ve onların birbirleriyle yeniden bağ kurma çabalarını ele alıyor. Bu süreçte edebiyatçı baba ve oğul da hem birbirlerini, hem de kendi benliklerini yeniden keşfetme imkanı buluyorlar. Yönetmenin samimi ve yalın söyleımı ile birleşen güçlü yapı oyunculuklar, bu filmimi unutulmaz bir deneyim haline getiriyor. Özellikle bohem edebiyatçı babanın hüzün dolu performansı ve oğlunun ona olan karmaşık duygularını yansıtan etkileyici hali, göz atyen herkesi derinden etkiliyor. Kendi içinde bir yolculuk olan bu filmim, duygusal bir derinlik ve zenginlik göstermeuyor.